
Sigara içmek ve televizyon seyretmek
şairin devriye nöbeti-ismet özel Tok Kurda Puslu Havadan kitabından alıntıdır.
Bugünün dünyasında insanların
hiç tedirgin olmaksızın yapageldiği iki şey. türkiye de televizyon programlarının
mazisi eskilere dayanmadığı için sigara alışkanlığı ile yan yana konulamaz ama
kısa bir süre sonra o da bir çok insan için bir alışkanlık, tuhaf bir ihtiyaç
olacaktır.
İnsan bünyesinde yaptığı tahribat açısından sigarayı, menfi kültürel etkisi bakımından da televizyonu kötüleyen birçok sözle, yayınla karşılaşmışızdır. bunlar insan sağlığı ve zihni şartlandırması bakımından ciddi,tartısılması gereken meselelerdir elbette. ama ben bugün bu iki meselenin insan şahsiyetine yaptıkları etki bakımından gösterdiğikleri paralellik üzerinde durmak istiyorum.
Gerek sigara gerekse televzyon insanlar için bir avunmabir teselli vasıtası olmaktadır. sigara büyük insanlara beşiğin bir bebek üzerindeki etkisini yapar. nasıl bir bebek sallanarak sersemletilir ve sakinleştirilirse, yetişkin bir kişide sigara ile teskin olur. çünkü sigara aynı anda eli, dudakları,burnu gözleri meşgul eder . el dudakburun ve göz arasında kurulan bu ağ gerçekte sersemletici uyuştururcu bir zaman parçası kazandırır kişiye.
İnsan sigara içerken sigara ile söz konusu uzuvları arasında belirlenmiş bir semte taşınır. bu semtin sokaklarında yürümeyi daha önceden talim ettiği için rahatlar. işte sigaranın teselli eden yanı insanın kendini hayat karşısında acemi hissettği durumlarda aşina olduğu davranıştan medet umması şeklinde ortaya çıkar bir çok kimsenin tartışma sırasında çok sigara içmesi bundandır. çünkü bir tartışma durmadanyeni bir durumlara intibakı gerektirir, tiryaki aşina olduğu meşguliyeti yedeğine almadan bu durumlarla başa çıkamaz.
Televizyonun teselli vasıtası oluşu da yine gözleri ve kulakları aynı anda meşgul edişindendir. televizyonun sersemletici etkisi daha büyüktür. çünkü insan çok daha pasif bir konumdadır. televizyonun evde seyredilmesi uyuşturucu etkisini yoğunlaştırır. sinema salonunun karanlık oluşu ve yabancı insanların mevcudiyeti kişide belli bir uyanıklığın muhafasını mümkün kılar. oysa evin rahatlığı içinde televiyon bir çerez atıştırmanın kayıtsızlığına benzer bir kayıtsızlıkla adeta emilir.
Sigara ve televizyonun diğer bir ortak yanı da hayatın zorluklarından kaçan insan için birer sığınak görevi üstlenmeleridir. can sıkıcı dururmlar karşısında hemen bir sigara yakılması, işyerinin meselelerinden pahalılıktan bunalmış bir adamın alelacele televizyonun karşısına geçip oturması gündelik hayat karşısında mağlubiyeti kabulun gizli itiraflarıdır.
Sigara ve televizyon çağdaş insanın kendi ayakları üzerinde duramayışının birer işaretidir. insan meselelerin üstneüstüne gidip onlara şerefli bir mahluk olmanın vekarı içinde çözüm bulamayınca kendini kapıp koyveriyor. şahsiyetini tamamlama konusundatitizik gösteren insanın bu iki belaya karşı tedbirler alması zaruri görünüyor bana. nasıl? sanıyorum danışarak. meselenin tehlike arzettiğinde düşünce birliğine varıldığı takdirde hiç olmasa belli bir dost çevresinin bu iki şahsiyet düşmanı nesneyi en azından kendileri yönünden zararsız hale getirebilirler.
‘'hersey bitti de, uğraşılacak bir bunlar mı kaldı?'' diyeceksiniz biliyorum. zaten ben de bu yazıyı bugün siyasi konular yasak dediler de onun için yazdım. 05.06. 1977/ yeni devir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder