Seyyahlık
Gezmek
Yolculuk
Yolda olmaklık...
Bir kere tattınız mı bu duyguyu bir daha bırakamazsınız. Hatta artık başka öncelikleriniz olması gerektiği düsünülür ama yine de sizi yola çeken birşeyler vardır.
Kendimi bildim bileli uzun yollardayım. Hep gurbettim. Küçükken memlekete giderdik her tatilde. Akrabalarımızdan farklı bir şehirde yaşıyorduk. Bir şehir hiç olmadı benim için hep 2 şehirdim. Birine gidince biri vardı hep. Sonra üniversiteye başka bir şehre gittim 3 e çıktı şehirlerim. Sonra stajlar ve çalışma derken 4 oldu. Derdim ne benim ben ne yapıyorum nereye aitim diye sordum yine. Hep soruyordum ama cevap yoktu. Sonra şehirler ülkelere dönüstü. Her anı beni başka bir mekana bağladı. Şehirleri sevdiren insanlarıdır düsturunu kabul etsemde her ne kadar çok sevdiklerim geride kalsada nedense yeni yerler yeni insanlar bende bambaşka kapılar açtı. Bilinmezlikten nefret eden ben bilinmezlik öncesi kıvranmayı unutmuş sonrası keşfetme zevkine müptela olmuştum.
Ankebût Suresi | 20
De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın, (Allah’ın) yaratmaya nasıl başladığına bakın. Sonra, Allah (tıpkı bunun gibi, kıyamette) son yaratmayı da yapacaktır. Çünkü Allah her şeye kâdirdir.”
Ve ayeti yaşamak... gezdikçe iman ettim. Gezdikçe yeniden yeniden neden islam dedim buldum. Elhamdülillah. Birbirinden alakasız onlarca toplum bölge insan dogada hep aslında hep aynı şeye O Yaratıcıya inkişaf vardı. Gezerken onları okudum sanki bilmiyormuş gibi yeniden yeniden şahit oldum. Bazen yoruldum öfkelendim korktum ama yine ayetlerin dedikleri çıktı sabr edince ne oldugunu ögrendim ögrenmekteyim. Yapayalnız olunamayacağına, yalnızlıgı en derinden hissederken bile Yaratana nasıl sarılip konustugumu, en en umutsuz anınızda bir şeyler olup size nimet umut gülümseme getiren şeyler oldugunu.... olmaz denilen şeylerin değisebilecegini, en kötü insanda bile iyi, en iyi insanda bile kötülük olabilecegini ve bunlara nasıl yaklasılması gerektigini. dogayı duymayı hissetmeyi bilmeyi sabredip onun verdigi kadarına yetinmeyi. Yetinmenin ne demek oldugunu. 3 5 elbise degil 1 elbisede olsa oluru.
Müminin dünyadaki yerinin seccadesini serdigi yer kadar oldugunu.
Zaman mekan degissede ibadet ettigin Yaratanın degismedigini. Yaratana konuşmayı gerçekten konuşmayı ve dinlemeyi... beklemeyi... Ondan gelene Razı olmayı... islamın zamansız ve mekansız oldugunu...
Her ne yaşarsan yaşa alnın seccadede zamanın durdugunu mekanın insanların dilin öneminin kalmadığını... ümmeti hiç tanımadığın bir müslümanla aynı yaratıcıya dua etmeyi... kimse kimseyi anlamazken gözlerinden müslümanı müslümanın bakışlarından anlayabildiğini ve bakıslarla selamlaşmayı ansızın. Yahut kendini görmeden yaninizdan gecerken size söylenmis bir esselamu aleykûma içtenlikle ve sevinçle aleyküm selam demenin tarifsiz mutlulugunu.
Insanın neden inanmaya ihtiyaç duydugunu ve inanmadıgında insan ne oldugunu, boş bakan gözleri, konussa da dili konuşmayan gönülleri, bakınca göremeyeni görsede inanmayanı...
Bilmek istedigini bildigine inanmak istedigine inandığını insanın neyi neden nasıl farklı yaptığına aynılaştırdığına... müslümanın neden ayrılması gerektigine... ayrılmayan müslümanın gafletine...
Bilmenin ve yaşamanın farklı olduguna...
Insan derken bir dünyayı içinde taşıdıgına sahit olduklariyla evreni kapsadığına ama nedense insanın kücücük dünyaya sıgamadığına buhranlarına açlığına hasretlerine beklentilerine acizliklerine... evet acizliklerine kabullensede kabullenmesede acizliklerine... ve bu acizliklerle nasıl yasaması gerektigini... her insanın bu acziyete farklı çözümler getirdigine... fıtrat ve aile yetişme ideolojilerinin bunu nasıl şekillendirdigine şekillenmeyen şeylerin ne olduguna... insanı aynı yapan insan yapan degerlere... evrensel degerlere... üzülmek sevinmek aglamak haykırmak gülümsemek utanmak gibi kavramlara... bunların nasıl cografyalarca bambaska olan insanlarda aynı olabildigine...
şaşkınlığını unutmuş çocuğa şaşırma şaşırabilme yetisini yeniden verilmesine...
Tanıklık ettiriyor yolculuk yolda olmaklık...
Bulmayı aramayı...
Aradığına varmayı varamamayı ama yürümeye devam etmesi gerektiğini...yolda olmaklık ögretiyor.
***
Allah SWT says:
قُلْ سِيرُوا فِى الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ۚ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْءَاخِرَةَ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ
"Say, [O Muhammad], "Travel through the land and observe how He began creation. Then Allah will produce the final creation. Indeed Allah, over all things, is competent.""
(QS. Al-Ankaboot: Verse 20)
* Via the Beautiful Qur'an https://goo.gl/QLwc8B
Gezmek
Yolculuk
Yolda olmaklık...
Bir kere tattınız mı bu duyguyu bir daha bırakamazsınız. Hatta artık başka öncelikleriniz olması gerektiği düsünülür ama yine de sizi yola çeken birşeyler vardır.
Kendimi bildim bileli uzun yollardayım. Hep gurbettim. Küçükken memlekete giderdik her tatilde. Akrabalarımızdan farklı bir şehirde yaşıyorduk. Bir şehir hiç olmadı benim için hep 2 şehirdim. Birine gidince biri vardı hep. Sonra üniversiteye başka bir şehre gittim 3 e çıktı şehirlerim. Sonra stajlar ve çalışma derken 4 oldu. Derdim ne benim ben ne yapıyorum nereye aitim diye sordum yine. Hep soruyordum ama cevap yoktu. Sonra şehirler ülkelere dönüstü. Her anı beni başka bir mekana bağladı. Şehirleri sevdiren insanlarıdır düsturunu kabul etsemde her ne kadar çok sevdiklerim geride kalsada nedense yeni yerler yeni insanlar bende bambaşka kapılar açtı. Bilinmezlikten nefret eden ben bilinmezlik öncesi kıvranmayı unutmuş sonrası keşfetme zevkine müptela olmuştum.
Ankebût Suresi | 20
De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın, (Allah’ın) yaratmaya nasıl başladığına bakın. Sonra, Allah (tıpkı bunun gibi, kıyamette) son yaratmayı da yapacaktır. Çünkü Allah her şeye kâdirdir.”
Ve ayeti yaşamak... gezdikçe iman ettim. Gezdikçe yeniden yeniden neden islam dedim buldum. Elhamdülillah. Birbirinden alakasız onlarca toplum bölge insan dogada hep aslında hep aynı şeye O Yaratıcıya inkişaf vardı. Gezerken onları okudum sanki bilmiyormuş gibi yeniden yeniden şahit oldum. Bazen yoruldum öfkelendim korktum ama yine ayetlerin dedikleri çıktı sabr edince ne oldugunu ögrendim ögrenmekteyim. Yapayalnız olunamayacağına, yalnızlıgı en derinden hissederken bile Yaratana nasıl sarılip konustugumu, en en umutsuz anınızda bir şeyler olup size nimet umut gülümseme getiren şeyler oldugunu.... olmaz denilen şeylerin değisebilecegini, en kötü insanda bile iyi, en iyi insanda bile kötülük olabilecegini ve bunlara nasıl yaklasılması gerektigini. dogayı duymayı hissetmeyi bilmeyi sabredip onun verdigi kadarına yetinmeyi. Yetinmenin ne demek oldugunu. 3 5 elbise degil 1 elbisede olsa oluru.
Müminin dünyadaki yerinin seccadesini serdigi yer kadar oldugunu.
Zaman mekan degissede ibadet ettigin Yaratanın degismedigini. Yaratana konuşmayı gerçekten konuşmayı ve dinlemeyi... beklemeyi... Ondan gelene Razı olmayı... islamın zamansız ve mekansız oldugunu...
Her ne yaşarsan yaşa alnın seccadede zamanın durdugunu mekanın insanların dilin öneminin kalmadığını... ümmeti hiç tanımadığın bir müslümanla aynı yaratıcıya dua etmeyi... kimse kimseyi anlamazken gözlerinden müslümanı müslümanın bakışlarından anlayabildiğini ve bakıslarla selamlaşmayı ansızın. Yahut kendini görmeden yaninizdan gecerken size söylenmis bir esselamu aleykûma içtenlikle ve sevinçle aleyküm selam demenin tarifsiz mutlulugunu.
Insanın neden inanmaya ihtiyaç duydugunu ve inanmadıgında insan ne oldugunu, boş bakan gözleri, konussa da dili konuşmayan gönülleri, bakınca göremeyeni görsede inanmayanı...
Bilmek istedigini bildigine inanmak istedigine inandığını insanın neyi neden nasıl farklı yaptığına aynılaştırdığına... müslümanın neden ayrılması gerektigine... ayrılmayan müslümanın gafletine...
Bilmenin ve yaşamanın farklı olduguna...
Insan derken bir dünyayı içinde taşıdıgına sahit olduklariyla evreni kapsadığına ama nedense insanın kücücük dünyaya sıgamadığına buhranlarına açlığına hasretlerine beklentilerine acizliklerine... evet acizliklerine kabullensede kabullenmesede acizliklerine... ve bu acizliklerle nasıl yasaması gerektigini... her insanın bu acziyete farklı çözümler getirdigine... fıtrat ve aile yetişme ideolojilerinin bunu nasıl şekillendirdigine şekillenmeyen şeylerin ne olduguna... insanı aynı yapan insan yapan degerlere... evrensel degerlere... üzülmek sevinmek aglamak haykırmak gülümsemek utanmak gibi kavramlara... bunların nasıl cografyalarca bambaska olan insanlarda aynı olabildigine...
şaşkınlığını unutmuş çocuğa şaşırma şaşırabilme yetisini yeniden verilmesine...
Tanıklık ettiriyor yolculuk yolda olmaklık...
Bulmayı aramayı...
Aradığına varmayı varamamayı ama yürümeye devam etmesi gerektiğini...yolda olmaklık ögretiyor.
***
Allah SWT says:
قُلْ سِيرُوا فِى الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ۚ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْءَاخِرَةَ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ
"Say, [O Muhammad], "Travel through the land and observe how He began creation. Then Allah will produce the final creation. Indeed Allah, over all things, is competent.""
(QS. Al-Ankaboot: Verse 20)
* Via the Beautiful Qur'an https://goo.gl/QLwc8B
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder