11 Ocak 2017 Çarşamba

Hûd sûresi 3

Hûd Suresi | 49
(Resûlüm!) İşte bunlar, bilinmeyen haberlerdendir ki sana onları vahyediyoruz. Onları, bundan evvel ne sen biliyordun ne de kavmin. O halde sabret; şüphesiz ki (mutlu) son, takvâya eren (Allah’ın emirlerini tutup, günahlardan sakınan)larındır.

Hûd Suresi | 113
Zulüm (ve haksızlık) edenlere de sakın meyletmeyin/güvenip dayanmayın! Sonra size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostunuz yoktur. Sonra size yardım da edilmez.

Hûd Suresi | 114
Gündüzün iki tarafında (öğle ve ikindide) ve gecenin (gündüze) yakın (üç) vaktinde (akşam, yatsı ve sabahda) dosdoğru namaz kıl. Muhakkak ki iyilikler (beş vakit namazın sevâbı, aradaki) kötülükleri (küçük günahları) giderir. İşte bu, düşünen, Allah’ı ananlara bir öğüt/bir hatırlatmadır.

Hûd Suresi | 115
Sabret. Çünkü Allah ‘iyilik yapan, iyi harekette bulunan’ların mükâfatını zâyi etmez.

Hûd Suresi | 116
Sizden önceki devirlerde ‘akıl ve fazîlet’ sahibi olanların yeryüzünde (ilâhî buyruklara karşı yapılan) bozgunculuğa engel olmaları gerekmez miydi? Ancak onlardan (bu vazifeyi yaptığı için) kurtardığımız kimseler (pek) azdır. Zalim olanlar ise, kendilerine sağlanan refah içinde şımarıp azdılar ve böylece günahkâr oldular.

Hûd Suresi | 117
Rabbin -halkı (birbirlerini günahlardan ve kötülüklerden) ıslah edip dururlarken- o memleketleri haksız yere (afet ve felaketlerle) yok edecek değildir.

Hûd Suresi | 118
Eğer Rabbin dileseydi, (bütün) insanları bir tek millet yapardı (Fakat İslâm’da/Kur’an’da birleşmelerini ve sâlih amellerde yarışmalarını tercihlerine bıraktı). Ama onlar, (menfaatleri doğrultusunda) ihtilaf etmeye devam edeceklerdir. [bk. 2/208; 10/99; 11/7; 16/93; 67/2]

Hûd Suresi | 121
İman etmeyenlere de ki: “Gücünüzün yettiğini (elinizden geleni) yapın. Biz de (tebliğ vazifemizi) yapmaktayız.”

Hûd Suresi | 122
“(İnkâr ve engellemelerinize karşı başınıza gelecek azabı) bekleyin Doğrusu biz de bunu beklemekteyiz.”

Hûd Suresi | 123
Göklerin ve yerin gaybı(nı bilmek) Allah’a aittir. Bütün işler ancak O’na döndürülür. O halde O’na kulluk et. O’na güvenip dayan. Rabbin yaptıklarınızdan asla habersiz değildir.

Rabbin yaptıklarinizdan habersiz degildir.
Rabbin yaptıklarinizdan habersiz degildir.
Rabbin yaptıklarinizdan habersiz degildir.

Rabbin yaptıklarinizdan habersiz degildir.


Rabbin yaptıklarinizdan habersiz degildir.



Rabbin yaptıklarinizdan habersiz degildir.


Hiç yorum yok: