14 Ocak 2017 Cumartesi

Insan ve savaş

Insan...

Savaş çıkartıp sonra kendi yaralarını sarmak için yine kendi projelerini üreten didinip duran insan...
Olric, ne kadar doğru demişsin...Insan ki ağacı kesip üstüne agacı koruyunuz yazan varlığın kendisidir derken.

Modern ve tarihi yapılarda birleşmeye görsün bu çelişkilerin tartışmaların göbeği yani insanı anlatıyor. Insanın gaflete vahsete düstügü anla aklını kullandığı anları film şeriti gibi gösteriyor...

Ve buna ben düsünüp üzülmek ve ibret almak gerek degilmi derken şarap kaldırıp seviniyorlar olric...

Burası neresi ben nereliyim olric? Söyler misin bana?
Lütfen söyle...

Hafsalamın almadığı anlardan...

***

Coventry şehrinin adı coventrate dan gelir.yok kelime sehrin adından gelir. Tamamen yoketmek yokedilmek anlamına geliyor bu kelime, ingilizceye geçmiş. Neden geçmiştir sizce hangi vahset dile kelime geçirtmiştir. 1945 lerde 135.000 kisi yanarak 8 saat içinde ölmüş bu şehirde. Almanlar yönünü londradan bu sehre çevirince bu sehire sığınanlar topluca yanmışlar. Bu şehrin ve bu senelerin kalıntısı bu Coventry Catedral in de hikayesi burda başlıyor. Bizde oldugu gibi sehirler kiliselerin etrafında gelisiyor batı ülkelerinde de ve yapilan binalar alisveris yerlerinin görüs açıları merkez katedralini görecek sekilde konumlandırılıyor. Savas sonrasi 1950lerde gelecege umutla bakmak adlı bir yarısma projesi açılıyor ve 597 kisi basvuruyor. listedeki istenenleri yani savas kalintisi ve modernite umut vs tamamen çeliskielrle dolu bu listeyi görenler geri çekiliyorlar ve sadece 250 civarinda kisi proje teslimi yapiyor. Bunlardan da iskoçyalı genç mimar Basil Spencer kazanıyor.

Projenin kilit noktası sehre katedrale ve modernitye olan hassasiyet dengesinin çok iyi kurgulanmış olması... ***


Hiç yorum yok: