24 Şubat 2013 Pazar

Çalışmak


Çalışmak… toplumda ahlaki bir ölçüt olarak bilinen bir eylem.  Seneler geçtikçe onca teknolojik alet varken, geçmişe göre daha kısa zamanda yaptığımız onca işimiz var hala neden zamanımız artmıyor? Hala neden sürekli uğraşıp duruyoruz…  Bunca çalışmaya emeğe rağmen iş yükümüzü azalttığımız vakitlerimize rağmen ve mutlu boş, günler hayaline rağmen neden…  Çelişki  yok mu sizce de?

Çalışmak sadece para kazanmak değil, çabalanan süre zarfına bakıldığında hayatımızın kontrolünü eline alan uğraşlar bütünü. Birileri tüketsin diye birileri üretiyor ve ürettikçe tüketen tükettikçe üreten garip bir insan oluyor şahıs… Kedinin kuyruğu etrafında dolaşması  gibi odaklanmışız ilerleme yok sadece kovalıyoruz…

Russel’in Esir Devleti Ahlakı’nda demişki:

‘’’Belirli bir zaman içinde bir takım insanların çamaşır mandalı yapımında çalıştıklarını varsayalım. Bunlar günde diyelim ki sekiz saat çalışarak dünyanın bütün mandal ihtiyacını karşılayacak kadar üretim yapmaktadırlar. Birisi çıkar aynı sayıda işçinin aynı çalışma süresi içinde öncekinin iki katı mandal yapmasını sağlayan bir buluş ortaya koyar. Ama dünyanın iki kat fazla mandala ihtiyacı yoktur. Mandallar zaten o kadar ucuzdur ki, daha ucuza satılsa bile daha fazla satın alan olmayacaktır. Aklı başında bir dünya olsa, bu durumda mandal yapımıyla uğrasan herkes sekiz saat yerine dört saat çalışır ama bunun dışında her şey eskisi gibi yürürdü. Gelgelelim içinde yaşadığımız dünyada insanlar hala sekiz saat çalışmakta gereğinden çok sayıda mandal yapılmakta, birtakım insanlar iflas etmekte ve mandal yapımında çalışan işçilerin yarısı işten atılmaktadır…’’
Bunun sonucunda yine öteki planda olduğu gibi bos vakit  kalır insanlara , ama bu sefer insanların yarısı çok fazla çalışırken, öbür yarısı tüm aylaktır.işte, nasıl olsa alacak boş vakit bütün insanlık için mutluluk kaynağı haline getirileceğine bu şekilde ne yapıp edip evrensel sefalet kaynağı haline getirilmektedir.  Bundan daha büyük bir delilik düşünülebilir mi?’’’

Çalışırken bir anda kilitlenmiş robot misali kukla olmuşuz. Şöyle bir durup, soluklanıp, Asıl gayemiz neydi? ne için çabalıyorduk, bir düşünme zamanı gelmedi mi? Ne için çalısıyorduk sahi biz?

1 yorum:

divar muş dared muş guş dared dedi ki...

bu mevzuda söylenebilecek en duru sözleri Kosmos söylemişti:

"Ben çalışmaya çoktan yüz çevirdim. Yüreğim, verdiğim emeğin karşılığı bir şey ummasın diye yüz çevirdim. Çünkü bütün emeğinden ve emek çeken yüreğinin çabalamasından insana ne fayda var? Bulamadım… Çünkü o zaman insanın günleri hep dert, emeği keder oluyor. Geceleri bile yüreği rahat etmiyor.

İnsan için yemeden ve içmeden ve emeğiyle canını sevindirmeden başka bir şey yok. Bunu yapan da Allah. Çünkü Allah hikmeti, bilgiyi, sevinci kendi önünde iyi olan adama veriyor. Fakat Allah’ın önünde iyi olana versin diye toplama ve yığma zahmetini suç işleyene veriyor."