Eskinin ''mümin'' kavramının yerine ''devrimci '' yi koyma yenikliği içinde ezgin bir çağ bu. İnanç yitirmenin sürüngenliği. Yenilenmeyi bilmeyen, tazeliğin sırrını yitiren ruhun eline tutsak düştüğü ürperiş.
Ruhta kaybedileni kitlede, kalabalıklarda arayış. Kalabalığı bir toplum, kitleyi tarih içindeki yerini almış bir topluluk olarak değil, adeta şuurdan ve şuur altından soyunmuş, sıyrılmış, sadece bir içgüdü sürüsü haline gelmiş bir topluluk olarak alan bir arayış.
''Palyaço'' da olduğu gibi, çağ, insanı bir role itiyor, sonra insan bu rol uğrunda can verse bile herkes bu 'son'u olsun gerçekliğe dahil etmiyor. Gerçekle rolün karıştığı bir heyecan trajedisi.

Tak tak tak. Tekrar kapısını vurmalı kalbin ve ruhun. Yoksa yapma besinlerle beslene beslene vücudun aldığı hale benzer bir durumu almaya dogru hizla gitmekte ruh. Dıştan bakıldığında her şey yerli yerinde, ama bir üfürmeye görün! püff dye uçacaktır. ve darmadağınık tüylerin havada oraya buraya koşuşması.
İnanç kalesini yükseltmek ruhta ve onun burçlarına çıkıp oradan bütün insanlığa doğru kaderin ve tarihin büyük diriliş sûrunu üflemek....
Ama bunun için, bunun gerçekleşmesi için diriliş çekirdeğinin oluşması gerekir. Şahdamar yakınlığını varoluşunun temeli bilen diriliş çekirdeğinin. '''
İnsanlığın Dirilişi Kitabı
Sezai Karakoç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder