27 Şubat 2017 Pazartesi

Toplum

" Islam toplumu içerisinde dinî ve duygusal sadakat tohumları taşır. Bu unsurun en açık biçimde görüldügü yer islam toplumunun temel birimi olan cemaattir.

Dış etkenlere ve bağlara dayanan topluma nazaran cemaat,iç ve somut bir topluluk olup manevi bir aidiyete dayanır ve insanlar arasındaki bağlar dolatsız yollarla bizzat tanısmayla kurulur.

Toplumun anonim bir bireyi ile diger anonim bireyi arasındaki iliskiden farklı olarak burada insan ve insan bireyi arasındaki ilişkisi vardır.  Insanların tanışıp kaynaşmasına vesile olan cemaat, toplumsal dayanışmaya ve iç uyuma katkı saglarken diger yandan teknoloji ve gitgide büyüyen kentleşmenin dogurdugu yalnızlık ve yabancılık hissini dağıtmaya yabancı olmaktadır.

Cemaate mensup hiçbir birey yalnız degildir. Bu iki anlama gelir, ne aklına eseni yapabilecek bir yalnızlık, ne de maddi ve manevi destegin esirgendiği, kendi haline bırakılmış bir yalnızlık çekmektedir. Eger bir müslüman etrafında başkalarınįn varlığını hissetmiyorsa Müslüman toplumu başarılı olamamış demektir.

Islam insanın insana dogrudan dogruya el uzatmasını ister. Bunu başaramadığımız sürece gerçek anlamda hiçbir şey yapmamış oluruz. Islam, devletin insanları birbirinden zor kullanarak ayırmak zorunda kalacağı bir durumun ebedileştirilmesine karşıdır. Islam bu durumu yalnızca şartlı ve geçici olarak kabul edebilir. Kaba kuvvet ve kanun yalnızca adaleti saglama araçlarıdır. Adalet ya insanların kalbinde bulunur ya da yoktur. "
Syf 49 -50 islam deklarasyonu

Burda bahsi geçen yalnızlaşmayı Ingiltere de oldukça açık ve net görmekteyim. Insanlar arasındaki ilişkiler yalnızca çıkara bakıyor ve aile icinde dahi bir karşılıksız verme olayı mevcut degil. Sadece maddi degil manevi degerler sevgi saygıdan da bahsediyorum.

Ingiliz bir arkadasımla konusurken kendisi bu durumdaki buhranlarını neler hissettigini anlatmıştı. Kendisi 1 yıl kadar Romanya da yasamış ve ancak sonrasında toplumunu sorgulamaya yanlışları farketmeye tanımlamaya baslamış.

(Kücük bir anekdot, imkanınız varsa yahut imkan olusturabilirseniz baska insanları kültürleri tanıyın. Bu sizin kendinizi kendi toplumunuzu daha iyi tanımanıza çok fayda sağlayacaktır.)

Ingiltereye geldigim günden beri gerek isimden dolayı gerekse turist olarak gezerken bir çok kilise ve katedral gezdim gezmekteyim. Farkettigim sey burda kilise insanları toplama aracı sosyal aktivite yapma aracı olarak islev görüyor. Iste efendim cocuklar icin aktiviteler cizim karakama ufak bilim deneyleri büyükler icin konusma ortamı tarih anlatma vs. Ilk baslarda vay be diyorsunuz ne kadar mutlular ve sosyaller... ancak sonrasında ögreniyorsunuz ki bu toplanmalar olmasa insanlari bir araya getirecek aile akraba yahut sosyal iliski bagları yok. Bir şey daha o kadar cok sosyal toplum kurulusu var ki... ve burda insanalr onlardna birine ikisine mutlaka üyeler... ve birbirlerini tanimlarken onlarla tanımlıyorlar. Aidiyet duygusuna o kadar açlarki... psikoloji ve sosyolojiye ilgisi olanlar bunun ne demek oldugunu çok iyi anlarlar.

Isin ilginc yanı ben bunların bizim toplumumuza islamdan geldigini bilmiyordum. Kültür iste filan diyordum. Ancak bizlere bu degerleri veren kültür degil bu kültür dedigimiz seyi olusturan islam nizamı imiş. Islamın bize sagladığı yukardaki aliya izetbegovicin bahsini ettigi düzen hissiyat ve sosyal iliskiler olmasa sizce böyle bir kültür olabilecek miydi?

Peki bizleri islamdan neden uzaklaştirma politikası güdüyorlar sizce?? Bu kavramlarımızı ve sosyal yapımızı darmadagan etmek için.

Arkadasım sahip oldugunuz şey aile kavramı öyle degerli ki... derken ki halini ruhiyeti yorgunlugunu yalnızlığını... keşke sizlere gösterebilse idim. O Turkiyedeki bu degerlere hayran kalmışken bizlerin şapşalca batıya bakması ne büyük bir acıdır.

Degerlerimiz nerden nasıl geliyor kimiz nasil kazandık bu degerleri... lütfen kendinizi ve cevrenizi tanıyın. Lütfen kim oldugunuzu hatırlayın.
Lütfen...



Hiç yorum yok: