"Insanın yapıp eden bir varlık olması için, onun aktif olması ve yapıp ettiklerini bilmesi gerekir. Ne yapacağını bilmeyen bir insan hareket edemez,pasif kalır. Halbuki insan hayatı duraklama dinme tanımayan bir AKIStır.
Bunun için insanın yapacaklarını sıraya koyması, onlar arasında bir SECME yapması gerekir. Bunu yapmasını sağlayan onun yapıp etmelerini yöneten DEGER DUYGUSUdur.
Akış icinde bulunan insan hayatta tek başına degildir,ister istemez başka insanlarla bir arada yaşamak zorundadır. Insanın yapıp etmeleri ya BIRBIRINE KARSIDIR ya da BIRBIRINI TAMAMLAR. Her iki durumdada insan pasif kalamaz TAVIR takınması karşı önlemler alması gerekir.
Insan yapıp etmelerinin arkasında durursa onların gerceklesmesini isterse onları sürdürebilir ve bir şey elde edebilir, Yoksa insanın BASARILI OLMASI imkansızdır. Insan ancak yapmak istediklerini kendisini ortaya koyabilecegi hareketleri gerceklestirmek ister. SECIMleri ile öne alır ve hayatını düzene sokar. ISTEME den yoksun kalırsa zorlandığı isi yapar.
Halbuki insan ancak istedigini yapabildigi zaman onun yaşadığı hayat kendi hayatı olur.
Basarının rastlantıya bırakılmaması için insanın yapıp etmelerinde özgür olmasının OTEKI VARLIK KOSULLARINA katılması gerekir.
Öte yandan insanın yapıp etmeleri "şimdi" icinde olup bitmez, zamanın boyutlarına yayılmışlardr. Bunun içindir ki insan TARIHSEL BIR VARLIKTIR.
Insanın yapıp etmeleri süreklilik içerir ancak anlam veremedigi onlarda DEGER göremedigi zaman yapıp etmeler SONa erer.
Insan yaptığı işi sevmezse icinde bulundugu durumların icinden çıkılması olanaksız olur. Yalnız SEVMEK dısında bir de CALISAN bir varlık amaçlarını gerçekleştirebilir.
Insan tek başına yaşayamaz o bir toplum içinde yaşamak zorundadır. Fakat insan DISHARMANIK BIR VARLIK yapısına sahiptir. Birbirine KARSIT çekirdeklerini içinde taşır. Insan bu dishormanik yapısını dizginlemek için DEVLET KURMAK zorunda kalmış ve bu kurumu geliştirmiştir. Devlet kurmak kaçınılmaz bir varlık koşulu olmuştur. Fakat devlet kurmak insanın yalnız BILEN bir varlık olmasını degil, aynı zamanda onun OTEKI VARLIK KOSULLARININDA tasıyıcısı olmasını gerektirir. "
Takiyettin Mengüsoglu
Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi.... (Kuşların nağmeleri yerine ümidin suskunluğunu....)
11 Mart 2017 Cumartesi
Insan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder