20 Ekim 2014 Pazartesi

ölüme bakan pencere

montaigne'nin ölüm üzerine denemesindeki insanın mezarlığa bakan bir odada kalmasının huzur verdiğinden, hayatını daha iyi muhakeme altına alıp olumlu düşüncelerle hayattaki başa gelen olumsuz olaylara karşı dirençli ve daha tutarlı davranışlar sergileme gücünün bulunabilmesi için önemli bir düstur olduğundan bahseden kitaptır.

aynı hassasiyetle; sadettin ökten'in eski istanbul mahallelerinin değerini anlatırken bahsettiği ve eskiden cenaze'nin çarşıdan dolaşarak mezarlığa getirilmesinin toplumda insanların birbirlerine kötü günde destek verip birbirlerinden haberdar olması böylece sokak ve mahalle kavramlarının önem kazanmasını anlatırken aynı zamanda insanlarında her gün önlerinden geçen cenaze töreni ile kendilerine hayatlarına çeki düzen verdiğinden bahsettiğini bana hatırlatır.

ayrıca topkapı sarayında ki padişahın yaşadığı bölümdeki cenaze yıkama bölümü için yaptırılmış mermerlerin hem ön hem arka kapılarında var olmasının sebebi olarak padişahın kendini dünyaya kaptırmadan nefsini ölümle terbiye ederek yaşamını sürdürmesi hassasiyetini de hatırlamama sebep olan kitaptır. *** *

eskiyi eski yapan değerler ve şimdi kaybolmuş olan yahut kaybolmakla tehdit edilen bu ufacık gibi gözüken ama çok elzem hususlardan biri olan ölüm ve hayatımızdaki yeri hususundan basedip geçivermiş ama özellikle mimaride de dikkat etmemiz gereken kurallardan da biri olan bu durumu için bizleri uyaran bir ifadedir bu küçücük bölüm.

hani kimilerimiz osmanlıda yahut türkiyede olan biten deyince gözardı ederde batı deyince şöyle bir irkilir dikkat kesilir entellektüel gözükür ya işte öyle durumlar için içinden örnekler verebileceğiniz bir kitap. islamda şöyle şöyleymiş ölümü hatırlayalım mezar karşısında yaşayalım yahut yaşatalım insanları derseniz şöyle bir baştan aşağı süzülürsünüz de montaigninde bahsettiği.... huzurun anahtarı.... derseniz belkim.... ilgi ve alakaları çekebiliriz diye düşünmekteyim. *

Hiç yorum yok: