13 Haziran 2013 Perşembe

Yolculuk

Yolda olma hali ne de güzel bir 
haldir o öyle...

Hep bir koşuşturmacayla yetiştim yetişemedim haliyle ağır valizinle kan ter içinde ulaşırsın gara, otogara, havaalanına ve o oturduğun koltuk bir anda sırtını yaslamanla hoş bir rahatlık verir insana :) hazırsındır artık yola çıkmaya hazırsındır... geri de kalanlar değildir artık endişelerin karşılaşacaklarındır. yol boyunca vedalaşırsın geride kalanlarla... kimi zaman hüzünle bırakırsın ellerini kimi zaman küçük bir tebessüm ve huzurla. 

Sonra sonra böyle yumarsın gözünü takarsın kulağına bir müzik; belki bir şiir, bir dua, bir türkü, herhangi bir mırıltı... düşünürsün düşünmediklerini yada toparlayamadıklarını... yada yada sadece boşaltırsın zihnini bilinçsizce seyredalarsın manzarayı... muavinin ne alırsınız sözüyle toparlanırsınız böyle zamanlarda, yada molaya duran aracın artık gitmemekte olduğunu farkettiğinizde...


Ancak şöyle de kötü bir durum peyda oldu ki; o yüzden önümüze konan küçük ekranları sevmedim ben hiç ve de sevmeyeceğim sanırım. hoş tv yide izlemeyeli bi 8 yıl oluyor. Tv izlemeyen biri için insanın önüne tv kutusu koymak tamda göz hizasına biraz işkence yapmak gibi oluyor. Hayır yani ben kapatmış olsam da özellikle akşam yolculuklarında sağdan soldan açık olanlara göz kitlenmiyor değil. 


Bazen sırf ''yolcu olma'' halini hissetmek için yola çıkan biri için düşünün ne zor ne zor...

Hiç yorum yok: