Yalancı dünya; yalancılıktan
maksat serap yani bir nevi geçici bir yanılgı gibi düşünürsek;
Dünya bir serapken biz gerçek olabilir miyiz ki... hımm, serabın içinde gerçek hiç mümkün mü ki...
Aklıma bir anda şu dizeler düştü;
Alemin küfre göre başı da hiç sonu da hiç
iki yokluk arasında varlık olur mu hiç demişti üstad nfk bir bağlantısı var mıdır aceba?
Hiçlikler içinde varlık....
Seraplar içinde gerçekler...
Öyle demek ki dünya; ne garip...
Garip demişken de; diğer bir üstad m. akif ne demişti peki;
Doksan senelik ömre, ilahi bu mu gayet?
Bilmem ki ne alem bu cedel-i gah-i maişet?
Korkunç oluyor böyle hakikatleri, gerçek,
Sa'di gibi bir asr-r saadetten işitmek.
Evet garip, üstadın bu dizelerde dediği gerçek gibi; yaşamak için uğraşılmak lazım gelen dünya, ne acaip bir alem.
Bir serap belki ama uğraş dolu...
Ve bu seraba kendini kaptırmış bir dolu sürü malesef, uyanık olan insan olacakmış diyorlar.
Uyan ey benliğim gafletten uyan o zaman!
Benliğim demişken; hala gaflet içindeyim ne yazık ki; benliğimi bırakabildiğim ve herşey de bir olabildiğim zaman... ben ben olmadığımda, ben sadece ''bir'' olabildiğimde sanki...
Bilmiyorum...
Bilmeyi bildiren rabbim bildirsin inşallah diyelim o zaman!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder