..............
Diyeceğim o ki, insanların dünyası o dünya. Senin gibi bastıbacak böceklerin dünyası değil.
Bizde bir günü bir simit kırıntısıyla geçirecek sabır yok küçük dostum, sizinki gibi küçük bir hayata sığmayız biz. Daha fazlasını elde etmenin mümkün olduğunu biliriz.
Hızlıyız sizden, güçlüyüz ve donanımlıyız. Kocaman fabrikalarımız var, bizim rahatımız için çalışıyor durmadan makineler… Neden bir simit kırıntısı ile, bir ekmek parçası ile yetinelim ki, üretiyoruz canımızın istediği her şeyi…
...........
Gerçi kalabalığız, hepimize yetmeyebiliyor ürettiklerimiz. Ama bu benim sorunum değil, ben güçlüyüm, güçlülerden yanayım, güçlülerle beraberim. Sana ters gelebilir bu, eminim bir ters bakışın bile olmamıştır beraber yaşadığın böceklerden herhangi birine. Bütün yaptıkları sabahtan akşama toprağın üstünde sürünmek olan siz böcekler, isteseniz bile neyin kavgasını yapacaksınız. Hiç heyecan yok hayatınızda böcek, hiç hareket yok! Oysa insan olmak çok heyecan verici bir şey, güçlü olmayı öğrenebilmişsen eğer...
Ya öğrenemeyenler?
Onlara da insan kılığına girmiş böcekler diyebiliriz dostum. Sadece isimleri, suretleri insan… Bu bakımdan akraba sayılırsınız siz, sonuçta hep aynı sürüngenlik… İnsan olmayı yakıştıramıyorum ben böylelerine. Hayat mücadelesinden bir türlü galip ayrılamıyorlar. Bir türlü güçlü olmayı başaramıyorlar. Tiksindiriyor beni bu iflah olmazlıkları… Bu zayıflıkları… Sorsanız bin bir türlü mazeretleri var, bitmiyor hiç şikâyetleri… Güçlü olanlar, arada bir süpürgelerini ellerine alıp süpürmeli bu mızmız güruhu bir köşeye, temizlemeli bunları dünyadan. Yoksa yaşanmaz olur hayat! Adam gibi yaşamayı bilenler kalsın, bilmeyenler gitsin!
Ne o, ters mi geldi bu söylediklerim.
İşte sen bu yüzden zavallı bir böceksin, ben kafasına her eseni yapabilecek bir insanım. Bu yüzden senin görüp görebileceğin tek yer bu parktır, bense istediğim an buradan istediğim yere gidebilirim. Parkın kapısındaki şu siyah arabayı görüyor musun, o benim arabam. Beni istediğim yere götürebilir, deposu dolu. Sense benimle burada meşgul olduğun her an, kışlık depondan kırıntıları bir bir boşaltıyorsun.
Ne berbat bir hayatın var dostum, hatta ne büyük bir felaket yaşamak senin için! ''
--
Bunları dile getiren adamın-'' mezar taşına da hep olduğu gibi 'Hüvel Bakî' yazdılar. Orada dolaşan sayısız küçük böcek mezar taşından bu hakikati okuyor ve ibret alıyor. ''
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/GokhanOzcan/parktaki-adam-ve-bocek--2/37146
2 yorum:
kaldirim kenarindaki cakil taslarina veya bir karincaya bakip, ya bir cakil tasi olsaydim, ya bir karinca olsaydim diye hayal ettigim gunler geldi aklima. Globallesen dunya insana efendi oldugunu haykiriyor.dünyanin bir ucundan bir ucuna gitme imkanimiz var belki fakat kac hayati taniyabiliyoruz. Kac insanin dunyasina girebiliyoruz. evet adina dünya denilen bir gezegendeyiz fakat her bir insanin icinde ayri bir dunya var. sinirlari olmayan bir dünya üstelik..
'' Onlara da insan kılığına girmiş böcekler diyebiliriz dostum.''
Kafka nın dönüşüm kitabını hatırlattı ve dahi parktaki o adamın böcek için sözleri gregor samsa nın ailesi ve kız kardeşinin sözlerini...
'' gregor samsa nın böcege dönüşmesi, gerçekte artık başkalaşmasıdır. Böcege dönüştüğü andan başlayarak, toplumun ve ailesinin ona ilişkin-onu tutsak kılan- beklentileri, artık sonuçsuz kalmaya yargılıdır; böceğin iğrençliği, çizgisi sürüyle uyuşmayan bağımsız bireyin iticiliğiyle özdeştir. ''
''gregor un unutması istenen, onun gerçek anlamda bağımsız olabileceği zaman parçasıdır; gregor sürüye dönebilmek için böceklikten çıkmalıdır ve sürüye yeniden uyum sağlayabilmesi için böcek oldugu dönemi unutmalıdır. o zaman yine anne ve babasına uyum sağlayabilecek içinde yaşadığı topluma eskisi gibi 'hizmet' edebilecektir. ''
evet dediğiniz gibi ''insanların içinde apayrı dünyalar var'' lakin bizler topluma ne derece hizmet edebildiğine göre yargılıyoruz insanları... insanı anlamaya değil, bizlere ne verdiklerine bakıyoruz malesef.
''herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. özgür ve doğal yaşama duyulan özlemin ifadesi. oysa insanlar için doğal yaşam insanca yaşamdır. ama bunu anlamıyorlar. anlamak istemiyorlar. insan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var.''
evet oysa yapmamız gereken sadece 'insanca yaşam'. ektra bişiye ihtiyaç yokmuş gibi ama bir o kadar da zor bize bu yaşam ne yazık ki...
Yorum Gönder