24 Eylül 2012 Pazartesi

Mesuliyet Kabul Edilemez!



sorumluluk; akıl ve cüzdandan, mesuliyet ise kalpten ve vicdandan doğar, beslenir.
biri maddi, diğeri manevidir.
belkide bu yüzden sorumluluk almak ile mesuliyet duymak deriz.” demiş ibrahim tenekeci mesuliyet kabul edilemez adlı köşe yazısında.
ve ekler,
”şunu söylememe müsade edin: ezici bir çoğunluğun müslüman olduğu bir ülkede müslümanların ezilmesi, ancak beceriksizlikle izah edilebilir.
…………..
hayvanlar, yavrularını mesuliyet hissiyle korur, doyurur.
sözünü ettiğim kişi ya da kişiler ise, sadece kendilerini düşünürler. müslüman kardeşleri oturdukları evin kirası ödeyemezken, onlar, kiraya vermek için yeni daireler satın almaktan çekinmezler.
“ne oluyor” diye sormanız halinde, size verecekleri cevap bellidir: “kapitalizmle mücadele etmenin tek yolu kapital sahibi olmaktır”*
ara sıra hazreti osman örneğini de veren oluyor.
vicdan, insanın çekirdeğidir.
vicdanı olan, mesuliyeti olandır.”
ne kadarda doğru; ve ne kadar nefse zor. bugün beni donduran sözcüklerdi bunlar ve şikayet ettiğim ülkemde hissettiğim ezilme hissine bir tokat sanki. neyin mesuliyetindeyim ben?
”ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?” m.akif
eee ne duruyoru(m)z?
edit: cogito sözlükte de eklidir.
1 eylül 2012

Hiç yorum yok: