Bir ninni ile rûh-ı leyâli uyutursun,
Ervâha eder da'vet o ninni
Bir hâb-ı muganni!
Bir hâb-ı muganni ile rûhu avutursun;
Bir hâb-ı mugannide gönüller
Rü’yâları dinler!
Ey bâd-ı muganni ki hedâıkda verirsin
Her nağmeye, her saza muâdil
Yapraklara bir dil...
Ey bâd-ı muattar ki semâdan getirirsin
Her zümreye bir nâme-i hoş-bû,
cû...
Bir ses getir ondan bana ey bâd-ı peyem-res,
Bir şeb getir ey bâd-ı peyem-res,
Ondan bana bir ses!...
Ey bâd-ı peyem-res getir ondan bana bir ses,
Yâhûd götür ey bâd-ı şebângâh
Benden ona bir âh!...
Ey dağların en sâf ü tabiî nakarâtı,
Tekrîr-i sürûdunla ağaçlar
Cûlar gibi çağlar!
Dağlarda akan çeşmelerin hoş namagâtı
Eyler seni, ey bâd-ı tabîat,
Dağdan dağa da'vet!
Isâl-i terâne!
Mizmâr-ı serâdan gelen âsûde nevâlar,
Cûlardaki sâzende hayalât,
Dağlardaki esvât,
Ebhâr u sevâhildeki bîhûde sadâlar
Vermez dil-i şeb-hîzime ârâm;
Etmez beni hoşkam!
Ben neyleyim elhân-ı yek-âheng-i cihânı?
Ey lâne-i seyyâl-i mezâhir,
Ey bâd-ı meşacir,
Anlat bana bir dildeki âheng-i nihânı;
Gönder bana bir zemzeme-i sâf,
Bir nağme-i şeffâf...
Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi.... (Kuşların nağmeleri yerine ümidin suskunluğunu....)
16 Mayıs 2017 Salı
Nâme-i leyâl
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder