24 Temmuz 2016 Pazar

Hak ve batılı ayıran kuran

Furkân Suresi | 7
(Bir de) dediler ki: “Bu nasıl peygamberdir ki (bizim gibi) hem yiy(ip içiy)or, hem de çarşı (pazar)larda geziyor? Ona, kendisiyle beraber uyarıcı olacak bir melek indirilmeli değil miydi?” [krş. 6/9; 17/90-95; 23/24]

Furkân Suresi | 8
“Yahut ona (gökten) bir hazine verilmeli yahut kendisinin içinden yiyeceği bir bahçesi olmalı değil miydi?” (Hâsılı,) o zalimler (mü’minlere karşı da): “Siz, büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz.” dediler.

Furkân Suresi | 9
(Resûlüm!) Bak, senin için nasıl misaller getirdiler de (böylelikle) saptılar. Artık onlar hiçbir (doğru) yol bulamazlar.

Furkân Suresi | 10
O (Allah) öyle yücedir ki dilerse sana, bu (söyledikleri)nden daha hayırlısını, alt tarafından ırmaklar akan cennetleri verir ve senin için köşkler yapar.

Furkân Suresi | 15
De ki: “Bu mu daha iyi, yoksa muttakîlere (Allah’ın emirlerine uygun yaşayan, karşı gelmekten sakınanlara) vaadedilen sonsuzluk cenneti mi? Ki bu, onlara bir mükâfat ve varılacak yer ola(rak bahşedile)cektir.”

Dilersem cennetelri veririm dedigi peygambere dahi dünyada vermemis demiski bu mu iyi yoksa sonsuz cennet mi... peki biz neden hala bu dünyada istiyoruz ki herşeyi bilmem??

Bu sözlerden sonra nasıl ister insan... yada bana nasip olmadi diye mizmizlanir yada ona sahip olamadim diye kahrolur....

Kalbe dikisle dokusak da bu ayetleri 1 saat sonra unutmasak da hicbir sey dokunmasa kalbimize.... of bile demesek.... hıı?? Olmamı?? Âhh insan....

Furkân Suresi | 17
(Rabbin) onları ve Allah’tan başka (bağlanıp) taptıklarını topladığı gün: “Şu kullarımı (emirlerimden) siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yolu sapıttılar?” diye soracak.

Furkân Suresi | 18
Derler ki: “Senin şânın yücedir. Senden başka dostlar edinmek bize yakışmaz. Fakat sen, onları ve babalarını öyle nimet içinde yaşattın ki, (onlar azıtıp) zikri (Kur’an ve hükümlerini) unuttular ve yok olacak bir kavim oldular.” [bk. 2/166-167; 18/52; 29/25; 46/5-6]

Furkân Suresi | 20
(Ey Resûlüm!) Biz senden önceki peygamberleri başka (türlü) göndermedik. Onlar da mutlaka yiyip içer, çarşı (pazar)larda dolaşırlardı. Siz (insanlar)ı birbirinize (durumlarınızın farklılığıyla) bir imtihan (konusu) yaptık. (Bakalım bu farklı durumlarınıza) sabredecek misiniz? Rabbin (her şeyi) hakkıyla görendir. [bk. 12/109; 18/110; 21/8; 23/24]

Siz insanlari birbirinize imtohan yaptik 😰😶

Furkân Suresi | 30
Peygamber de (şikâyetle): “Yâ Rabbi! Benim kavmim bu Kur’an’ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler.” dedi. [bk. 20/124-127; 41/26 ve dipnotu]

Surenin ismiyle Kurani terkettiler unuttular biraktilar diye cok geciyor olmasi bu surede ilginc degilmi... hakki batildan ayiran furkan dedigimiz kurani unutanlar terkedenler batila kaymakla yüzyüze kaliyorlar.


Mümin varsa düsmani da olacaktir diyor. Dirilis ertugrulda ibnulmarabinin sozleri vardi. Evlat diyordu buna sevinmelisin davanda önüne tas koyanlar olacakki varliginin bir kiymeti olsun. O aklima geldi bi an.

Yine niye varlar niye kotuler niye filan diyoruz degil mi... Allah acilliyor iste evet varlar yarattik biz ama Rabbin sana kafidir diyor. Sübhanallah...

Furkân Suresi | 32
Küfre sapanlar/inkâr edenler: “Bu Kur’an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?” dedi(ler). Oysa biz onu senin kalbine iyice yerleştirelim diye böyle (peyderpey) indirdik. Hem de onu tertîl üzere (tefekkür için bir okuyuşla) okuduk. [bk. 17/106]

Kalbine iyice yerlessin diye... diyor Rabbimiz... bu meal okumalari da bu yuzden degilmi perderpey okuyoruz bizde kalbimize iyice yerlessin diye... Rabbim yerlestirsin insallah nasip etsin bizlere. Yasayan kuran olabilmeyi. -amin



Posted via Blogaway


Hiç yorum yok: