16 Haziran 2014 Pazartesi

her şey zıttıyla inkişaf eder

evet evet... herşey ama herşey zıttıyla açıklığa kavuşur ve var olurken biz sadece ve sadece bir yönünü işimize geleni isteriz bencilce ve bilinçsizce...

gece olmasa gündüz olmaz
acı olmasa tatlı olmaz
dert olmasa sonunda ulaşılacak bir huzur olmaz.
soğuk olmasa sıcak diye birşey olmaz.
korku olmasa güven duygusu olmaz.
fakirlik diye bişi olmasa zenginlik olmaz.
az olmasa çok olmaz.
üzüntü keder olmasa mutluluk olmaz.

her an ama her an doğduğumuzdan beri sırıttığımızı ve çevremizdeki herkesinde sırıttığını düşünün...

herhangi bir normal mimik hatta klasik bir karakter halini alacaktır bu durum ve belkide sırıtmak nedir bilmeyeceğiz herkesde her an var olan birşey çünkü. fark edilmeyen birşey halini alacaktır. düşündüm de o sebeple üzüntü ve keder var belki mutluluk ve tebessümü açıklığa kavuşturmak için.

daha da ilginci biz sadece birini istediğimizde aslında ikisini birden istiyoruz çünkü biri olmadan diğeri olmuyor. hep bir gün huzur ve mutluluk bizi bulsun istiyoruz ama demiyoruz ki onun olabilmesi için önce sıkıntı çekmeliyim. isteğimiz olacak belkide ama sıkıntısını çekerken neden sıkıntı var diye inliyoruz bilinçsizce...

a be akıllım sen istemedin mi mutluluğu sıkıntının ardından gelecek olandır o işte... bu sabırsızlık ve bencilce sadece istemek neden... mutluluk sıkıntıyla var olan birşeyse ikisini ayırmak ne mümkün...

hep isteriz tatlıyı huzuru güveni mutluluğu en iyisini daha da dahada iyisini... ne kadar çok iyi istersek o kadar da büyük sıkıntısı olmaz mı halbuki... bunu göze aldık mı isterken... isterken tamam katlanacam dedik mi sabretcem diye uğraştık mı ki de şikayet üstüne şikayet bir umutsuzluk ve mutsuzluk peyda olmuş...

bu çelişki neden anlam karmaşası neden... insan neden hep ister ve sadece hep bir yönüyle bencilce ister...

dipnot: cogito sözlükte de eklidir.

Hiç yorum yok: