25 Haziran 2017 Pazar

Zümer sûresi

Zümer Suresi | 3
İyi bilin ki halis din, yalnız Allah’ındır. O’ndan başkasını velî/dost edinenler: “Biz, onlara ancak, bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.” (derler). Şüphesiz Allah, onlar (ile mü’minler) arasında, (bu şekilde) ayrılığa düştükleri şeylerde hükmünü verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı (olan, içten içe sevdikleri putlarını ve putlaştırdıklarını gündemde tutarak), nankör olan o kimseleri doğru yola iletmez. [bk. 2/165-167; 5/35]

Zümer Suresi | 6
(Allah,) sizi bir tek nefisten yarattı, sonra ondan (onun maddesinden) eşini meydana getirdi. Size (deve, inek, koyun, keçi gibi) hayvanlardan sekiz çift yarattı. Sizi annelerinizin karınlarında; üç karanlık içinde (nutfeden başlayarak) bir yaratıştan öbür yaratışa (geçirerek) yaratıp duruyor. İşte ancak bu(nları yapan) Allah, Rabbinizdir (başkası değil). Mülk O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Böyle iken nasıl (O’na iman ve itaatten) çevriliyor (başka rabler ediniyor, onlara kulluk ediyor)sunuz? [krş. 9/31]

Zümer Suresi | 7
Eğer küfre saparsanız, şüphesiz Allah’ın siz(in imanınız)a ihtiyacı yoktur. Bununla beraber kulları için küfre razı olmaz. Eğer şükreder (iman ve itaat eder)seniz sizin (faydanız) için ondan razı olur. Hiçbir günahkâr, diğerinin günahını yüklenmez. Nihayet dönüşünüz yalnız Rabbinizedir. (O) size, yapmakta olduklarınızı haber verir. Çünkü O, gönüllerde (gizli) olanı bilir.

Zümer Suresi | 10
De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey iman eden kullarım! Rabbinizin emrine uygun yaşayıp azabından sakının. Bu dünyada iyi hareket edenlere bir güzellik vardır. Allah’ın toprağı geniştir. (Dinin gereğini ve hükümlerini rahatça yaşayacağınız yere göç edebilirsiniz.) Ancak (Allah yolunda, taviz vermeden yaşamak için göç etmeye sabredip) dayanıp direnenlere mükâfatları hesapsız ödenecektir.” [bk. 29/56]

Zümer Suresi | 22
Allah kimin göğsünü (niyet ve isteğinden dolayı, kabiliyet ve duygularını) İslâm’a açmışsa o, Rabbinden bir nur üzerinde olmaz mı hiç? Artık kalpleri, Allah’ı anmaya (O’nun hükümlerini kabullenmeye) karşı katılaşmış (böylece insânî fıtratını kaybetmiş, dünyalıklara ve nefsine tapmış) olanların vay haline! İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler. [bk. 6/122; 57/19, 28]

Zümer Suresi | 22
Allah kimin göğsünü (niyet ve isteğinden dolayı, kabiliyet ve duygularını) İslâm’a açmışsa o, Rabbinden bir nur üzerinde olmaz mı hiç? Artık kalpleri, Allah’ı anmaya (O’nun hükümlerini kabullenmeye) karşı katılaşmış (böylece insânî fıtratını kaybetmiş, dünyalıklara ve nefsine tapmış) olanların vay haline! İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler. [bk. 6/122; 57/19, 28]

Zümer Suresi | 29
Allah (birçok ilâha kulluk edenle, bir tek Allah’a kulluk eden hakkında); kendisin(e emir verme)de çekişen ortak (efendi)lerin sahip olduğu (hizmetkâr) bir adamla, yalnız bir tek kişiye boyun eğmiş bir adamı misal getirdi. Bu ikisinin durumu hiç eşit olur mu? Hamd, yalnız Allah’a mahsustur. Fakat onların çoğu bilmezler? [krş. 16/75-76]

Zümer Suresi | 31
Sonra (ey insanlar!) Şüphesiz siz Rabbinizin huzurunda dâvâlaşacaksınız.

Zümer Suresi | 38
Andolsun ki eğer onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, elbette: “Allah” diyecekler. De ki: “Öyleyse bana söyleyin. Allah bana bir zarar vermeyi dilerse, sizin Allah’ı bırakıp yalvardıklarınız (başına toplanıp sığındıklarınız), O’nun bu zararını (benden) giderebilirler mi? Yahut (Allah), bana bir rahmet (bir iyilik) dilese, onlar O’nun rahmetini alıkoyabilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler de ancak O’na güvenip dayanır(lar).”

Zümer Suresi | 46
De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah’ım! Kullarının üzerinde ayrılığa düştükleri şeylerde, yalnız sen hüküm verirsin.”
[23/06 10:31 pm] Tuğçe Büşra: Zümer Suresi | 49
İnsana bir zarar dokunduğu zaman, bize dua eder. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet (bolluk ve mevki) lütfettiğimiz zaman: “Bu, bana ancak bilgi(m)den dolayı verildi.” der. Hayır! O bir imtihandır, fakat onların çoğu bilmezler. [krş. 28/78-81]

Âhhh

Zümer Suresi | 10
De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey iman eden kullarım! Rabbinizin emrine uygun yaşayıp azabından sakının. Bu dünyada iyi hareket edenlere bir güzellik vardır. Allah’ın toprağı geniştir. (Dinin gereğini ve hükümlerini rahatça yaşayacağınız yere göç edebilirsiniz.) Ancak (Allah yolunda, taviz vermeden yaşamak için göç etmeye sabredip) dayanıp direnenlere mükâfatları hesapsız ödenecektir.” [bk. 29/56]

Dinin geregini yasayabileceginiz yerelere goc edebilirsiniz

Âh.. bizde de dini yasayacak alternatifler oldugu halde dinin yasanmadigi alternatifler seciliyor

Bile bile lades degilde nedir bu
Allahu teala yasayamiyirsaniz göc edebilirsniz diyor

Birakirsiniz vazgecersiniz demiyor
Neyse canim sizinki de olmayiversin ama sizin mazeretiniz varmis diyor mu??? Neden isimize geleni algiliyoruz? Yada kale almiyoruz dini?
Allah kelamini?

Sabrederseniz mukafati var yoksa göc edebilirsiniz i nasil vazgecebilirsiniz esarbinizdan tesetturunuzden namazinuzdan orucunuzdan olarak algiliyoruz??
Zümer Suresi | 45
Allah, (hükmünde, hâkimiyetinde, zâtında, sıfatlarında eşsiz ve) ‘Bir’ olarak anıldığı zaman, âhirete inanmayanlar içlerinde tiksinti duyarlar (canları sıkılır). Fakat O’ndan başkaları (Allah ile ilgisi olmayan sevdikleri) anıldığı zaman, hemen neşelenirler.

Zümer Suresi | 53
De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey nefislerine karşı (günah işleyip) aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah (şirk koşan ve inkâr edenler dışında, dilediği kimseler için) bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.” [bk. 4/48, 116]

Zümer Suresi | 70
Herkese yaptığı(nın karşılığı) tam olarak ödenir. O (Allah), onların yaptıklarını en iyi bilendir.

Zümer Suresi | 73
Rablerine saygı duyup emrine uygun yaşayanlar ise, bölük bölük cennete sevkedilecekler. Nihayet oraya gelip de kapıları açılınca, (cennetin) bekçileri onlara: “Size (Allah’tan) selam olsun, tertemizsiniz. Artık ebedî olarak buraya girin!” diyecek.

Zümer Suresi | 74
(Cennetlikler:) “Bize verdiği (cennet) sözünü yerine getiren ve bizi, dilediğimiz kısmında oturacağımız cennet yurduna mirasçı yapan Allah’a hamdolsun. (Allah için) çalışanların mükâfatı ne güzelmiş!” diyecekler. [bk. 7/43; 35/34-35]

23 Haziran 2017 Cuma

''Ruh amelesinin ilk ve esaslı işi insan yetiştirmektir''


'' Yarınki Türkiye’nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve nümayişsiz, çalışan ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır. Bu ruh amelesinin ilk ve esaslı işi insan yetiştirmektir. Hünerleri, hep fedakârlık olan bu hizmet ehli gençler, hizmetlerinin mükafatını da hizmet ettikleri insanlardan beklemeyecekler, sonsuzluğa sundukları eserin sesinin akislerini yine sonsuzluktan dinleyeceklerdir. (…) Ve onların eseri olacak yarınki Türkiye, şu temellerin üstünde kurulacak: Anadolu’nun toprağından kaynayan bir kan, cemaat için harcanan emek, bin yıllık bir tarih, otoriteli bir devlet ve ebedi olduğuna inanmış bir ruh…”

11 Haziran 2017 Pazar

Ey zâir-i bîçare...


"Yürü, ey seyyah-ı âvare yürü, durma yürü!
Koymasın râh-ı visalden seni ezyâk-ı misâl.

Bu bedâyi, bu letâif, neme rüya ve hayâl,
Yürü, ey zâir-i bîçare yürü, durma yürü!

Yürü ki, nüzhet-i vuslatta teali göresin,
Yürü, aslında fena bul, budur etvâr-ı kemâl.

Yürü, alâyişi terk et içersin ke's-i visâl,
Yürü ki, saha-i hiçîde tecelli göresin!"

4 Haziran 2017 Pazar

Sebe' Sûresi

Sebe’ Suresi | 3
Küfre sapanlar/inkâr edenler: “(Kıyamet) saat(i) bize gelmez.” dedi(ler). De ki: “Hayır! Görünmeyeni bilen Rabbim hakkı için o size kesinlikle gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey O’ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük (her şey), apaçık bir Kitab’da (yazılı)dır.” [bk. 7/187; 20/15]

Sebe’ Suresi | 6
Kendilerine ilim verilen (gerçek bilgin)ler, sana Rabbinden indirilen (Kur’an’)ın, hakikatin ta kendisi olduğunu ve (onun) mutlak galip ve hamde layık (Allah’)ın yoluna hidayet ettiğini görürler.

Sebe’ Suresi | 9
Onlar gökte ve yerde önlerinde ne var, arkalarında ne var bakmadılar mı? Eğer dilersek onları yerin dibine geçiririz. Yahut gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Şüphesiz bunda, Allah’a yönelen her kul için elbette bir ibret vardır.


Âhh...

Sebe’ Suresi | 10
Andolsun ki biz, Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. “Ey dağlar! (Davud’un yaptığı tesbihi) onunla beraber inleyip (yankılayıp) tekrar edin.” Kuşlara da (o tesbihe öterek katılın dedik). Ona demiri de yumuşattık. [bk. 21/79; 38/18]


Sübhanallah
Her kuş ötüşünde sebe suresi 10. Ayet aklimiza düşse keşke

Kuşların tesbihini ansak... Davud as a katılmasını... Dağlara katılmasini... âhh dağlar ve kuşlar... ah yeryüzü ve Davud as...

Sebe’ Suresi | 11
“(Bedeni örtecek) uzun ve geniş zırhlar yap, örgüsünü ölçülü yap.” diye (vahyettik. “Ey Davud’la birlikte inananlar! Hepiniz) sâlih amel işleyin. Çünkü ben, yaptıklarınızı görmekteyim.” diye (vahyettik).


Zırhlar...

Kücükken hic bunlari insanlar nasil bulmus acaba akletmisler nasil yayilmis dünyaya ilk diye düsündügünüz şeyler oldu mu hiç??

Rabbim cevap veriyor, biz vahyettik! Çünkü ben yaptiklarinizi görmekteyim! Âhh...

Yani bu zirh olur baska bir sey olur

Sebe’ Suresi | 12
Süleyman’(ın emrin)e de, sabah estiğinde bir aylık, akşam dönüşünde yine bir aylık yol alan rüzgarı verdik. Erimiş bakırı da kaynağından sel gibi akıttık. Cinlerden bir kısmı da, Rabbinin izniyle, onun önünde (emrinde) çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azaptan tattırırdık. [bk. 21/81; 38/36]


Erimis bakırı sel gibi akıtmak??

Ne ilginç bir tabir böyle tefsire baak tefsiiiir tefsiiiiir diye bağırıyor.


Sebe’ Suresi | 14
Sonra onun ölümüne hükmettiğimiz zaman, (dayandığı) âsâsını yemekte olan ağaç kurdundan başkası onun ölümünü göstermedi. Bu suretle (kurdun yediği âsâ kırılıp da, uzun müddet ona dayalı duran Süleyman’ın cesedi) yere yıkılınca anlaşıldı ki, cinler gaybı bilmiş olsalardı, o zilletli azabın (o meşakkatli çalışmanın) içinde kalmazlardı.


Âhh...
Cinler gaybı bilmiş olsalardı....

Sebe’ Suresi | 15
Gerçekten, (Yemen’de yaşamış olan) Sebe’ (halkı) için, oturdukları yerde bir ibret vardı. (Meskenleri) sağdan ve soldan iki bahçe ile çevrili idi. (Peygamberleri onlara): “Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin. (İşte) güzel bir memleket ve çok bağışlayan bir Rab!” (demişti).


Nimet varsa şükredin!!!!!

Sağdan soldan 2 bahce ile cevrili nimetli bolgede oturanlara şükredin!!! Tavsiyesi uyarisi!!

Güzel memleketlerde yasayanlar bahceleri olanlar rızıklar yiyin ve şükredin!!

Sebe’ Suresi | 16
Fakat (şükürden) yüz çevirdiler; bu yüzden üzerlerine Arim selini gönderdik ve onların iki bahçesini ekşi (buruk) yemişli, acı ılgınlı ve biraz da sidre ağacından (ibaret, kötü) iki bahçeye çevirdik.


Âhhh şükürden yüz cevirdiler de buruk yemisli kötü iki bahceye cevirdik..... âhh...

Sebe’ Suresi | 18
Onlar(ın yurdu) ile, içinde bereket verdiğimiz kasabalar arasında sırt sırta (birbirine yakın) nice kasabalar var ettik. Onlarda (birinden diğerine kolayca) gidip gelmeyi takdir etmiş, (kendilerine de): “Geceleri ve gündüzleri oralarda korkusuzca gezin (dolaşın.” demiştik).


16.ayette gecen sidre agaci ilginç... dip not dusmusler alta....

Gölgelik veren agacmis sidre agacı ama burda kötü bir bahcede golgelik veren bir agaçtan bahsediyor

Yani insanlar isim olarak veriyor bu ismi kızlara ama bu detayı bilerek mi veriyorlar acaba??

Sebe’ Suresi | 19
Onlar da (isyankâr bir eda ile): “Ey Rabbimiz! (Mesafemiz yakındır), seferlerimizin arasını uzaklaştır.” dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları (masallardaki) efsanelere çevirdik ve onları tamamen parçalanmış olarak dağıttık. Şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.


Tövbe estagfirullah mesafemiz yakin diye isyan etmisler.

Sebe’ Suresi | 20
Andolsun ki İblis, onlar(ı saptıracağı) hakkındaki tahminini gerçekleştirdi. İman edenlerden bir kısmı dışında (hepsi) ona uymuşlardır.

Sebe’ Suresi | 21
Halbuki onun, kendileri üzerinde hiçbir nüfuzu/etkinliği yoktur. Ancak âhirete inanan ile, bu konuda ondan şüphe edeni (ayırıp) bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin her şeyi gözetip koruyandır. [krş. 15/39-43]


Âh... yine bir cevap....

Etrafinizda size de soruluyordur

Neden Allah zalimelere zulumlere dur demiyor(haşa)

Elcevap ayetin icinde iste gördügümüz gibi: bu konuda ondan şüphe edeni ayırıp bilelim diye Ona fırsat verdik diyor. Sübhanallah!

Sebe’ Suresi | 23
O (Allahu Teâlâ)’nın huzurunda, kendisinin (layık olanlara şefaat etmeleri için) izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet kalplerinden korku giderilince (şefaat için): “Rabbiniz ne buyurdu?” derler. (Şefaat izni verilmiş olanlar da): “Hak olanı.” derler. O çok yüce, çok büyüktür. [bk. 2/255; 20/109; 21/28; 53/26; 78/38]

Sebe’ Suresi | 24
Onlara de ki: “Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir?” (Bildikleri halde, sen) de ki: “Allah’tır. Bu böyle iken ya biz ya da siz (ikimizden biri) ya doğru yol üzerinde, yahut açık bir sapıklıktayız. (Düşünün.)” [krş. 10/31; 23/84-87; 31/25]

Sebe’ Suresi | 25
De ki: “Bizim işlediğimiz günahlardan siz sorumlu olmazsınız, sizin işlediklerinizden de biz sorumlu olmayız.”

Sebe’ Suresi | 26
De ki: “Rabbimiz (kıyamette) hepimizi bir araya toplayacak, sonra aramızda hak (ve adalet) ile hükmedecektir. O, en âdil hüküm veren, (her şeyi) hakkıyla bilendir.”


Sebe 23. Ayet de tefsir e bakmak gerekiyor.

Şefaat mevzusu ne üzerine anlatiliyor burda anlayamadim

12 ve 23. Ayetlerin tefsirine bakmak isterim.

Sebe’ Suresi | 28
(Resûlüm!) Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı (bir peygamber) olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler. [krş. 4/79; 21/107; 48/8]


Burda bir dipnot düşülmüş yine....
Bilmiyordum ben açıkcasi
Bir nüans var
Efendimize sesleniyor ve diyor ki Allahu teala seni tüm insanliga uyarici olarak yolladik...

Oysa musa icin israilogllarina
Isa icin onun kavmine yani peygamber efendimizden önce ki bütün peygamberler kendi kavmine gönderiliyorken efendimiz tüm insanliga gönderiliyor

Burda yine sik sorulan nerden biliyorsunuz son peygamber oldugunu? Diyenlere cevap oluyor iste... neden nasil anladik tamamlayici olarak gönderildi, elcevap işte... baska bir sürü izahlar ip uclarida var tabiki incil ve tevratta ismen muhammed as dan da bahsedilmis gelecek olan bir peygamberden vs bahsedilmis ama bu da  çok ince bir detay...

Degil mi? Yani ben bilmiyordum şahsen...
Sübhanallah
Rabbim bizlere soranlara cevap verebilmek kalplerindeki akillarindaki sorulara yanit olabilmek icin bu ayetleri hatirlatsin dilimizdeki bagi cözsün ki bizleri iyice anlayabilsinler de cevap verip tereddutlerini giderebilmek nasip olsun insaAllah

Sebe’ Suresi | 31
Küfre sapanlar: “Biz ne bu Kur’an’a ne de ondan önceki (kitap)lara asla inanmayız!” dedi(ler). O zalimleri, Rablerinin huzurunda tutuklanmış olarak sözü (suçu) birbirlerine atıp dururlarken bir görsen! Zayıf sayılanlar, o büyüklük taslayanlara: “Siz (baskıcı ve yanıltıcı olarak başımızda) olmasaydınız, elbette biz inananlar(dan) olurduk.” derler.


Zalimlerin sifatlarina bakın simdi dipnotu gönderiyorum.
Büyüklük taslayanlar....
Onunla ayni safta olanlari icine almak için diyor dipnotta dikkat ederseniz... âhh sübhanallah...

Rabbim bizleri büyüklük taslamaktan... kendimizi büyük görmekten ve zalimlesmekten korusun!!!

Sebe’ Suresi | 32
Yine o büyüklük taslayanlar, orada zayıf sayılanlara: “Size hidayet geldikten sonra, sizi (imandan) biz mi çevirdik? Siz zaten günahkâr kimselerdiniz.” der(ler).

Sebe’ Suresi | 33
(Halktan) zayıf sayılanlar da, büyüklük taslayanlara: “Hayır! Gece gündüz hile (yapıp bizi imandan soğutarak), bize Allah’ı inkâr etmemizi ve O’na ‘denk tutulanları’ tanımamızı (Allah’a ve emirlerine bağlanmak yerine onlara bağlanmamızı) emrediyordunuz.” derler. Azabı gördükleri zaman, pişmanlıklarını (içlerine atıp) gizlerler. Biz de o inkâr edenlerin boyunlarına (ateşten) demir halkalar takarız. Onlar ancak yapmakta olduklarıyla cezalandırılmazlar mı hiç? [bk. 2/165-167; 24/39; 25/43; 30/42]


Âh...
Sapittirilmis da olsan... yapmakta oldugundan cezalandirilmaz misin hiç????!

Sebe’ Suresi | 36
(Resûlüm!) De ki: “Şüphesiz Rabbim rızkı, dilediğine genişletir, (dilediğine) daraltır. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
Âhh ya Rabbimiz bizleri riski genis olanlardan eyle... ve bizleri genis rizkina şükredenlerden eyle nankörlük edip tamahkar olmayip isyankar sapitmislardan eyleme ne olur. Sana senden gelene şükreden hamd eden sana her daim tesbih eden kullarindan eyle...

Sebe’ Suresi | 37
(Ey insanlar!) Sizi, huzurumuza yaklaştıracak olan, ne mallarınız ne de evlatlarınızdır. Ancak iman edip sâlih amel işleyenler (bize yaklaşanlar)dır. İşte onlar var ya, kendilerine, yaptıklarının kat kat fazlasıyla mükâfat vardır ve onlar (cennette) yüksek makamlarda emniyet (ve huzur) içindedirler. [krş. 5/35; 10/18; 18/110]


Sebe’ Suresi | 38
Âyetlerimizi âciz (geçersiz, hayatın dışında) bırakmak için yarışırcasına çalışanlar(a gelince): İşte onlar azabın içinde olacaklardır. [krş. 22/51; 34/5]

Sebe’ Suresi | 39
De ki: “Şüphesiz Rabbim kullarından dilediğine rızkı yayar (genişletir) ve kısar da. Siz (hayır için) neyi harcarsanız, (Allah) onun yerine başka (daha iyi)sini verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”

Sebe’ Suresi | 40
O günde (Allah), onların hepsini (mahşerde) toplayacak, sonra meleklere: “Bunlar mı size tapıyorlardı?” diyecek. [bk. 25/17]

Sebe’ Suresi | 41
(Melekler de): “Senin şânın yücedir. Bizim velîmiz (koruyucumuz) onlar değil, sensin! Fakat onlar, (bize değil) cinlere tapıyorlardı; çoğu onlara inanmışlardı.”

Sebe’ Suresi | 42
İşte o gün (kıyamet)te, birinizin diğerine ne bir fayda ne de bir zarar vermeye gücü yeter. Zulmedenlere de: “Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın!” deriz.

Âhh...
Bu cin islerine bulasanlar âhh...
Korunmak icin yine bir kula gidip cinlerden yardim bekleyenler âhh

Yapmis birileriyle tanisana kadar cok anlamazdim var mi boyle insanlar... aklim ermezdi ermiyor hala da. Nasil?! Nasil korunmak icin kula gidilir?
Ama iste tanisinca karsilasinca böyleleriyle

Onlara izah etmek konusmak ikna etmek de öyle zor ki

Yine de böyle emin olmak icin kör bir sekilde yaptirmak istiyorlar (estagfirullah)

Neyden nasil emin olacaksin? Asil emin olman gerekenden Rabbimize yalvarip yakarip ona siginmak varken olmayip âh

Böyle insanin ruhani gûclere karsi acizligi ve cozum yolunu baska seyde aramasi karsisindaki hali o kadar aci ki... o kadar fena ki...

Rabbim bizlere her daim Rabbim diyen!! Korkarsam bir Allahtan korkarim korktugumdan emin olmak icin bir Allaha siginip duami bir Allaha yaparim diyen saglam iman sahiplerinden eylesin insallah

Sebe’ Suresi | 45
Öncekiler de, (peygamberlerini) yalanladılar. Bunlar (Mekkeli müşrikler), dünyalıkça öncekilere verdiklerimizin onda birine bile erişemediler. (Buna rağmen) peygamberlerimi yalanladılar. Ama, benim inkâr edilişim nasıl oldu (gördüler). [bk. 40/82]


Onda birine bile erisemediler dedikleri dünyalik nedir?
Himm buna da bir bakmak lazim varmi bir izah...

Sebe’ Suresi | 46
De ki: “(Ey müşrikler!) Size sadece bir tek öğüt vereceğim: (Buradan sırf) Allah için ikişer ikişer ve(ya) teker teker kalkın, sonra (benim hakkımda) iyice düşünün. Arkadaşınızda (bende) hiçbir cinnet (eseri) yoktur. O, sizi şiddetli bir azap öncesinde uyaran (bir peygamber)den başkası değildir.”


Burdaki arkadasiniz ifadesi cok ilginç...
Kuranda dikkat ederseniz...
Sifatlar ve tabirler olaylarla o kadar iliskili ki... o kadar guzel izah ediyor tarifliyor ki...
Burda da mesela... benden cinnet eseri yok diyor yani benden bir sey yok... ilahi bir yaratik olaganustu yaratik yada sihirbaz degil!!
Sizden biri demek için arkadasiniz diye tarif ediyor efendimizi o sizden biri sizin arkadasiniz icinizden bir insan....
Sübhanallah...
Böyle okurken sifatlarada dikkat edin bakin gercekten cok degisik bir uslüb sirf efendimize seslenme ve tarif etme ile ilgili sifatlari incelesek âhh...
Neler yakalayacagiz kimbilir

Böyle essay yazmayi ögretirken writing de iste ingilizcede bile which when where what i kullandirirlar ya akademide ama boyle cumle icinde cumle olan ve sifati olacak olan onu tarifleyecek bir sey olan bu iç cümle contex le yani içerikle uyumlu olması gerekir iyi bir yazı da. 

Yani karsilastirmak degilde anlayabilmek icin...

Ne kadar iyi bir söz sanatı oldugunu Kuranın insandan uydurma bir sey olamayacagini anlayabiliriz. Çünkü beseri ilimler.degil.sadece kuran icinde bilinenn bilinmeyen o kadar cok ilimden bahsediliyor ki... bir cogunu kuran indikten cok sonra kesfettiler bir coguda daha kesfedilmedi vaktini bekliyor

Anlatabiliyor muyum?

Hani nouman ali khan da izah ediyor ya... araplar duyar duymaz Kurandaki lisanin bambaska bir lisan hitabin bambaska bir sey oldugunu anlamislardi... kusursuz oldugu icin siirsel sihir gibi dediler

Yada cok az bir kismida duyar duyman imana geldi
MasaAllah sübhanallah

Sebe’ Suresi | 47
De ki: “(Tebliğim için) sizden hiçbir karşılık istemiyorum, o (ücret) sizin olsun. Benim mükâfatım, ancak Allah’a aittir. O, her şeye şâhittir.” [bk. 6/90; 23/72; 38/86; 42/23]


Sebe 47: işe giderken okuyabilecegimiz hatta okumamiz gereken bir ayet.
Bizlere rizik veren mukafat veren ancak Allahtir

Iş yerlerinde para kazanmak icin Allah u teala dan yani asil rizik sahibinden yüz çevirenlerden olmayalım insallah

Sebe’ Suresi | 48
De ki: “Şüphesiz Rabbim, hakkı (ortaya) koyan, gaybı (görünmeyen ve bilinmeyenleri) en iyi bilendir.”


Elhamdulillah
Böyle dunyada hicbirseyden.emin olamiyoruz bazen... bu iste hele dis kuvvetler olaylari... zalimlerin yaptiklari...

Trump gelcek basimiza dert olcak eyvah tuh muh diyoruz mesela... ama her ne olursa olsun Allah herseyi hakkiyla bilendir diyebilmek çok gûzel bir sey

Yani bize ser gözükende hayr olanlar vardir biz bilmeyiz o bilir
Ona teslim olabilmek nasip olsun insallah

Araplarin diline pelesenk olmus bu Alalh herseyi en iyi bilendir. Böyle her olayda bunu söyleyebilmeleri çok degisigime gitmisti benim ama tabi sonra anladim ki bir kismi icin sadece adet olarak diline dolanmis söyleyip geciyor ve bunu harekete gecmemek icin bahane yapiyor estagfirullah.

Buna da üzülüyor insan tabi böyle silkeleyesim geliyor araplari burda cogu zaman hani yani basindaki filistine bak suna bak buna bak kendi ülkendeki yanlis seylere bak bak kardes yanlis yere gidiyorsunuz diyorsun diyecek oluyorsun.

Biz napabiliriz ki Allah herseyi bilendir o yapiyor deyip bir bosveriyorlar.

Yani Allah sana akil ve irade de vermis
Hereeyi önüne sercem getircem demiyorki sebepleri fiili dualarimizi da yerine getirmemiz gerekiyor

Estagfirullah yani bu konuda onlara önyargiliysam Rabbim beni affetsin ama gercekten üzülüyorum ve çok sinirleniyorum.

Sebe’ Suresi | 49
De ki: “Hak (din olan İslâm ve Kur’an) geldi; zaten batıl, ne bir şey meydana getirebilir ne de eskiyi geri getirebilir.” [krş. 17/81]

Âh...
Yine hz ömer dizisinden örnek vercem ama orda surekli eski cahiliye donemine donmek isteyenler var ya boyle soylari üstün olanlar köleleriyle ayni konumda olmak istemeyenler...

Basta direniyorlar ama sonra anliyorlar ki... hicbirsey eskisi gibi olmayacak

Bir sahabe vardi hatta ismini hatirlamiyorum o cok sik soyluyordu


Sebe’ Suresi | 50
De ki: “Eğer ben (haktan) saparsam, ancak kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulmuşsam, Rabbimin bana vahyettiği (Kur’an ve hikmet) sayesindedir. Doğrusu O, hakkıyla işitendir, bize çok yakındır.”


Kendimizden bilen nefsimize hitaben...

Sebe’ Suresi | 54
Artık kendileriyle, arzuladıkları şeyler arasına set çekilmiştir; tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar (kıyamet ve azap hakkında) endişe veren bir şüphe içinde idiler. [bk. 35/37; 39/57-58; 70/11-14]


Burda ki dipnotta da bu arzu edilen sey ahirette inkar edenler dunyaya geri dönmek isteyecekler diyor bunu arzulayacaklar

Biliyorsunuz istek ve arzu arasindaki farki... arzu cok cok istenek demek. Siddetli istemek.

Iste onlarda yaptiklarini duzeltmek icin dünyaya dönmek isteyecekler

Cok çok isteyecekler ama arzuladiklari bu seylere set cekilcek niye çünkü verilen süre bitti artik denilecek. Artik geri dönüş yok denilecek.

Âh... ne fena bir hâl düşünsenize...

Bir kisa film vardi cook eskiden böyle ruyasinda tabuta konuluyor ve izliyor kendini insan sonra kabire konuluyor ama ruyasinda canli ve acin diyor daha ölmemeliydim daha cok isim vardi daha genctim daha su daha bu vs vs

 Bir ses yankilaniyor GECTI ARTIK GECTI
onun gibi... daha.... dediklerimize BITTI ARTIK BITTI denilecek.

Rabbim o gün Kitabi sag eline verilenlerden eylesin. Endiselerimizden bizleri emin kilsin.
Gecmeden gec olmadan tövbe edenlerden eylesin
 Insallah