Aczaniyet aşkı doğurur mu?
Acz ve aşk kelimelerindeki benzerlik tesadüf müdür?
O kadar küçülürsün ki benliğin yok olur ve ''ben'', ''sen'' e ''o''na dönüşür. ''Sen'' sen değilsindir artık. Sen onunlasın. Onun varlığında ''bir''sin. Aksi halde acizsin, hiçsin.
Bundaki tılsım mıdırbu benzerliğin sırrı...
ki dahi insanoğlu da bir büyük sırlardan bir sır değil midir.
İnsan kendini onun ruhunda aciz hissettiren kişiye mi aşık olur?
Gassan sattar'ın bir şiiri vardı;
Ne edeyim bensiz kuruyacak olan nehri, sonsuz olmalı sonsuzluğa akmalı...
Sonsuz olmalı, sonsuzluğa akmalı ki aczim çıkagelsinde aşık olayım...
Nicedir düşünüyorum aczaniyeti... acz...
Nede etkili bir o kadar 3 harfçik olsada...
yürüyorum, yürüyorum düşünerek yürüyorum...
yürüdüğüm şehirler sonra...
ve dahi hep hayalimdeki şehirler...
bir de tüketmişliğimi, tükenmişliğimi hissettiğim şehirler var... İstanbul, ankara...
Ve karşısında ufacık hissedip bana çok şey katacak olan şehirler...
Bir şehre de aciz olabilir mi insan? Karşısında aciz olduğu şehri mi sever? yoksa kendini güçlü hissettirdiği şehri mi?
Emin olamıyorum.
Belkide ezici bir aczaniyetten çok; onur veren, taşımaya hevesli olunan aczaniyet vardır.
Acz kabul edişti.
Kaybettiğini kabul, hatayı kabul...
evet, aciz olmayı kabul ettiğin şeydi aşkın.
Karşısında aciz olmayı kabul ettiğin şeyler kadardı aşkın.
Seçimlerindi.
Seni sen yapan şeylerdi.
O zaman aşk tesadüfleri sevmez. Aczaniyet yapışmaya değer bir inhibitör bulduğu anda yapışır.
Yer, zaman, mekân gibi mevcut şartları sağlaması gerekir.
Dolayısıyla hayran olunan aşklar ve aşıklar ruhlarındaki o yüceliği zamana mekâna taşıyıp mevcut şartları yaşayan oldukları için hayran olunasıdırlar.
Hayran olduğumuz şey aşk değildir aslında, rolünü oynayan oyuncuların birbirlerindeki aczaniyetlerindeki harmonidir.
Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi.... (Kuşların nağmeleri yerine ümidin suskunluğunu....)
18 Temmuz 2014 Cuma
6 Temmuz 2014 Pazar
Hatırlayan...
" Kim maziyi değiştirmeden anlatabilir ki?
Kelimeleşmeyen 'zevk-i tahattur', bir rüya kadar soluk ve fâni.
Ama yaşayan insanla, hatırlayan insan aynı mı? "
Bu ülke _ Cemil Meriç
Posted via Blogaway
...

Titreyen ellerin müsebbibi korkan bir yürek...
_
_
Yazamamış kalem titreyen yüreğin sanrılarından,
Söyleyememiş dil kekeleyen sızıların lisanını belleğinden,
bakamamış can aynası kızaran simaları toprağa uğurladından gayri...
Söyleyememiş dil kekeleyen sızıların lisanını belleğinden,
bakamamış can aynası kızaran simaları toprağa uğurladından gayri...
03.06.2014
Posted via Blogaway
5 Temmuz 2014 Cumartesi
Haşr sûresi
" Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu hâlde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır. "
" Onların kalplerinde size karşı duydukları korku, Allah’a karşı duydukları korkudan daha baskındır. Bu, onların anlamaz bir toplum olmaları sebebiyledir. "
" Allah'ı unutup da, Allah'ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın; onlar, yoldan çıkmış kimselerdir. "
Haşr suresi'nden alıntılardan...
Posted via Blogaway
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)