Ali Şeriati Öze Dönüşden alıntıda diyor ki:
“Kültürel sömürü düzeninde Doğu ve Batı ilişkisini gösteren bir Sordel diyalektiği vardır. O da şudur: ‘Batılı, Doğulunun kültür, tarih ve şahsiyetini yadsımamalıdır. Çünkü bu durumda Doğulu savunmaya geçer. Batılı öyle birşey yapmalıdır ki Doğulu kendisinin olumsuz olduğuna, kendisinin ikinci sınıf ırk, Batılınınsa birinci sınıf ırk olduğuna inansın. Batılının aklı vardır; düşünür ve üretir. Doğuluysa sadece şiir söylemeli, tasavvufla ilgilenmelidir.’ Oryantalistlerimizin çoğu işte bu nedenle, sufilerimize ait eserlerin yazma nüshalarına bu kadar önem vermekte ve her birini on defa tashih etmektedirler. Oysa bilimsel içerikli yazma nüshalarımızın yüzde yetmiş dokuzu kütüphane raflarında çürümekte, farelere yem olmaktadır. Kimsenin bunlardan haberi yok! Doğuluya sadece zihinsel, soyut ve melankolik duyguların işe yarayacağını, gökten yere ve hayata geldiğinde Batı’nın sistemlerine tabi ve Batı’nın ürettiklerini tüketmeye muhtaç olması gerektiğini anlatmak için dünyayı iki bölüme ayırmışlardır: Murdar ve çirkin olan maddî dünya Batı’ya; maneviyat, ebediyet ve metafizik dünya ise tümüyle Doğu’ya aittir. Doğu ile Batı dünyasını işte böyle taksim etmişlerdir.”
.
.
Ben dindarım demek yerine tasavvufla ilgileniyorum demek daha güzel marjinal geliyor kulaga. Dinle ugraşıyorum dindarım mı tasavvufla ugraşıyorum mu? Bu ufacık deger biçme algısı bile bize nerden yerlestirildi düsünmek lazım...
Ben de seneler önce tasavvufi seyler okuyarak basladim. Garip bi gizem melankoli yahut mistisizm etrafimi sardi. Sardi ama neden nasil??? Asl olan ayette denilmedi ayetlerle tefsirlerle alakli bir sey parmakla gösterilmedi bana... altyapi olmayinca tasavvufun o gizemi yogun mistik duygusu dindarlik saniyor insan. Egitimcilere sistem kuruculara çok iş düsüyor.
Ha zaman icinde ilimle mesgul ola ola okuya okuya anliyorsun yani insallah anlamisizdir ayetin çok daha yogun oldugunu ayet olmadan olmayacagini tasavvufun yuzeysel kaldigini... ama iste şu da bir gercek ki... ayeti okuduk anladik bildik diyelim yaşamak kısmı çok agır geliyor hele bide yaninda tasavvuf dan böyle seni sarhoş edecek birseyler varsa. Ayette gercek sabr tevekkül vuruyorken yüzüne seni özneliyorken haydi kalk artik ayaga ve yap diyorken! hadi zaman yok ziyandasin! Diyorken... tasavvufta hikayelestiriyor baskasi yasiyormus sen dinliyormussun gibi oluyor vay be ne guzel diyorsun oturdugun yerde dinledikce dinleyesin geliyor ama şu kaçıyor ki sen yoksun öznede ilk etapdaki buda insanin isine geliyor.
Rabbim idrak edebilmeyi ve sevdigimiz seylerin ayrimini yapabilmeyi nasip etsin. Ilmi yasamak için ögrenmeyi yasadikca yasatmayı nasip etsin.
Ahir zamanda egri dogrunun karisip kelimelerin anlamlarinin birbirine karistigi şu zamanlar... bizleri gafletle degil hakikatle mesgul etsin insallah.
Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi.... (Kuşların nağmeleri yerine ümidin suskunluğunu....)
28 Aralık 2017 Perşembe
Tasavvuf ve islam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)